Hakkımda

Fotoğrafım
talihsiz açıklamalarım var cınım..

31 Mayıs 2012 Perşembe

mesai romantizmaları -1 püskevitli patikaları seven pirenz

"Sonra işte demiş ki pamuk pirens, alımlı ve bir o kadar  feşınıbıl kurta neden demiş senin dudakların bu kadar dolgun, kurt da demiş senin alt dudağına yetişebilmek için, sonra demiş gözlerin neden bu kadar süzgün o da seni daha uzaktayken görebilmek için demiş. Çünkü bu pirenz ile diğer saray levazımatçıları toynağına kıymık batan şövalyeyi ziyarete gitmiş .sonra kurt bunu biliyomuş ama demiş ki yollarına püskevit döktüm ben, onları takip edersen seni ısırabileceğim kulübeyi bulursun."


-bundan sonra mesaiye kaldığım zamanları daha verimli halde değerlendirmek için her sefer 5 dakkamı ayırıp, bir masal yazmaya karar verdim. Bunlar tabi ki bi noktada  sevdiceğime subliminal mesajlar içerecektir. Parental advisory falan diyek bari... :P

2 yorum:

  1. hah...öhhöm..hmm..
    bir varmış bir yokmuş.
    bu, sinderellanın, külkedisinin hikayesiymiş... ve kısaymış, fazla sıkmazmış okuyanın canını...

    portakal çiçeği kokusuna, bademin özyağı tadındaki sindi adındaki alamet, sıcaklığı ile etrafındakileri yakar küle çevirirmiş.
    lakin pek çevreci değilmiş, küle dönmüş fanilerin hepsini ortalıklarda bırakırmış. biri dışında.
    o şanslı külü yanında taşırmış. o uçsuz bucaksız çöl misali teninde dolaşan külün hiç şikayeti olmazmış bu durumdan.
    her akşam üvey annesi ve gudubet kız kardeşlerinden fırsat buldukça ıssız ve karanlık mutfağa girer, yalnız kaldığından emin olduktan sonra, kolyesinin kapağını açıp, o gri renkteki toz yığınına gün boyu neler yaşadığını neler yaptığını anlatırmış.
    güler yüzü ile aydınlanırmış eskimiş yemek kokulu serin mutfak. şenlenirmiş, saraya dönüşürmüş.
    kül ise sessizce, iştahla onu seyredermiş. tekrar yanar tekrar küle dönüşürmüş. ve bu sonsuza kadar sürermiş.
    onlar ersin muradına biz çıkalım kerevetine.

    YanıtlaSil