Hakkımda

Fotoğrafım
talihsiz açıklamalarım var cınım..

13 Nisan 2013 Cumartesi

koofer chronicless

ataşeher'den çiftehavuzlar'a hem de cumartesi günü nası gidilir ben hala ondayım ..

evin her yani ayna dolu (tesadüf..hediye gibi gelen mobilyalar + aynalı kapaklı gardroplar facts ..) ne yana dönsem en paçoz halimle gözgöze geliyorum ..  dış kapının orda ise özellikle yok, olsaydı sanırım hiç dışarı çıkmazdım çok net ..

yıkanmaya üşendiğim kadar şu saçı başı kaşı toynakları kestirmeye de üşeniyorum ..aman allahım ...
kooför ortamı o kadar sıkıcı ki diil 5 saat 5 dakkada judi fostırnen kızının kapana kısldığı o filmdeki gibi hissediyorum ..
oysa salonda herkeş nakadar mutlu, renkli, heycanlı .. 1 kuple keyif yok bende de uyuz uyuz ortamı kesiyorum bitse de gitsek diye..adam orda kafamı  güney tatil köylerindeki  dinozordur tavşandır ööle sikimsonik şekillere kesilmiş  karpuza benzetse bile -çoh güzel olmuş yeaa, elinize sağlık ama behlül kaçar ... diyip anında uzuyorum...

1 kere sadece 1 kere bile hiçbir kooförden memnuniyetsiz ayrılmadım o yüzden ...=)
 çünkü mühüm olan ordan minumum zamanda kurtulmak.. bu uğurda 3-5 yıl kafam 3 numara dolaşmışlığım var !!!(bu vesileyle nişantaşındaki kooför selim'e selam olsun  )

saç bu zaten uzuyo, çekiştiriyosun, açıyosun, bağlıyosun, yapıştırıyosun  yatırıyosun bi şekilde yoluna giriyo..
eğer kendimize bakmak ( bakmak derken ne yazık ki en temel şeylerden bahsediyorum -banyo- durulanma-kurulanma ) gibi bi ihtiyacımız olmasaydı dünyanın en mutlu insanı olabilirdim.. şu 3 şeyi bile lazer duşu adını verebileceğimiz türden 5sn.de gir - çık  türü düzeneklerle çözümleyebilseydi insanlar şu an çok daha ileri bi gezegen olurduk bence.

aslında tüm bu gerizekalı cümleleri kurmamın tek bi nedeni var :

öğlen *ike *ike o kooföre gitmek zorundayım .
bkz:  ilk  cümle .. burdan çiftehavuzlar'a nası gidiceğimi bilmiyorum. üstelik bugün cumartesi, taksi götürmeyebilir, ben çoh yüksek ihtimal orayı bulamayabilirim hadi buldum geri dönüşüm de ayrı bi olay ..
 :(

nakadar abarttım biliyorum ama benim için kooföre gitmek dişçiye(diş hekimi desene, ayı) gitmeklen aynı şey.

en azından ordaki işlemler çok daha uzun vadeli .. en son nikah kafası yaptırmak için gittiydim ben diba'ya.. adam kafama yuva yapıp kuş kondursa gene -haa çok güzel olmuş deyip çıkacaktım nikahın kerevetine .. şimdiye kadar hiç bu kadar sakin&rahat bi gelinle karşılaşmadıklarını söleyip durdular oysaki benim tek derdim her zamanki gibi bitse de gitsek'ti ...gözlemle sabit: çok konuşup kafa *iken kadınların saçı adamı kitlediklerinden dolayı olmuyor.:)

bugün orda o 3 saatte 1 fönlenen cadde ablalarının yanında, güzel sanatlar müzesinde sergilenen dandik bir bedri baykam eseri gibi kalıcam ama malum evleneli 4 ay geçti yeaaa..paçozluk forever ... :/

-en son böle ağlarken bi arkadaşım e ataşehere yakın bi yere gitsene dedi..
er ne kadar bu konuda ultra tembel bi tip olsam da prensiplerim var benim !
bi kere başka bi adamla iletişim kuramam, diba'daki erkan o kadar sakin ve abartısız çalışıyo ki adama ne istediğimi bile sölemiyorum yani nerdeyse hiç iletişim kurmuyoruz zaten o yüzden kendimi gitmeye  ikna edebiliyorum ben ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder